Sâib ibn Yezid anlatıyor:
“Resûlü Ekrem torunu Hasan’ı öptüğünde bunu gören Akra’
ibn Hâbis şöyle demişti:
– Benim on tane çocuğum var. Ama onlardan hiçbirini öp-
medim.
Bunun üzerine Peygamberimiz şöyle buyurdu:
– İnsanlara merhamet etmeyene, Allah da merhamet et-
mez.”
DÜŞMANA BİLE MERHAMET
Çanakkale’de batan gemilerin birinden yaralı olarak denize düşen bir düşman subayı başından geçenleri şöyle anlatıyor:
“Top başında bekliyordum. Her an bir merminin başıma düşmesi mümkündü. Derken müthiş bir patlama oldu. Yere kapandım, sonra dehşetli bir sarsıntıyla havaya fırladım ve kendimi boğazın buz gibi sularında buldum. Mayına çarpmıştık, gemimiz batıyordu. Artık hiçbir şey yapılamazdı. Yüzerek kurtulmaktan başka çare yoktu. Sahil yakındı, fakat sağ bacağım yaralanmıştı. Buna rağmen sahile doğru yüzmeye çalıştım.
Tüfeğine süngüsünü takmış bir Türk askerinin bana doğru koşarak geldiğini gördüm. Denizden yüzerek kurtulmuştum,ama süngüden kurtulamayacağımı düşünüyordum. Türk askeri, silahını yere bıraktı, denize girip yanıma yaklaştı ve beni sahile çıkardı. Cebinden çıkardığı sargı bezi ile yaramı sardı.Titreyen ıslak vücudumu sardı. Mermi yağmuru altında koluma girdi. Yavaş yavaş geriye doğru yürüdük. Türkler siperlerinde bana sıcak çay ikram ettiler. Kendime geldim.”