Borçsuz yasamak ve üzerinde baskalarinin hakki olmadan dünya hayatini noktalamak her insanin arzuladigi bir haldir. Lakin bunda muvaffak olmak öyle kolay degildir. Çünkü bu suura sahip olabilmek için önce “hak”kin ne oldugunun bilinmesi lazimdir.
Hak, yolda karsilastigimiza bir tebessüm esliginde selam vermekten verilen sözü tutmaya; trafik kurallarina uymaktan Allah’in yarattigi diger canlilarin hukukunu korumaya kadar çok genis bir yelpazede hayatimizi kusatmistir.
Hakkin insani titreten, üzerinde kalacak endisesiyle insani adeta diken üzerinde tutan öyle bir hususiyeti vardir ki, bu da Allahu Teala’nin kul hakkinin affini, hak sahibinin rizasina baglamis olmasidir. Bu cidden tüyler ürpertici bir durumdur, söyle ki;
Sosyal bir varlik olmamiz hasebiyle pek çok insanla münasebet içerisindeyiz ve bu münasebetler esnasinda bilerek ya da bilmeyerek muhataplarimizin hakkina girebiliyoruz. Bilip farkinda olduklarimizla helalleserek bir sekilde üzerimizdeki haklardan kurtulabiliriz; ya farkinda olmadiklarimiz için ne yapacagiz? Mesela fertleri yüz binleri bulan bir topluluk için, menfi bir degerlendirmede bulunduk… Ya da dünyanin herhangi bir ülkesinde yasayan bir sahis için duydugunda hosuna gitmeyecek sözler sarf ettik…
“Kul Hakki” adli eser, bir Müslüman’in üzerinde kul hakki ile ahirete gitmemesi adina onu bilgilendirme, bu konuda hassasiyet kazandirma düsüncesiyle kaleme alinmis. Eserde, öncelikle hak kavrami üzerinde duruluyor. En genis yelpazeden baslayarak Allahu Teala’nin kullari üzerindeki haklari ve Peygamber Efendimizin(sallallahu aleyhi ve sellem) ümmeti üzerindeki haklarina deginiliyor. Daha sonra da, Müslümanlarin diger Müslümanlar üzerindeki haklari ve insanlarin birbirleri üzerindeki haklari Islam’in temel kaynaklari olan ayeti kerimeler ve hadisi serifler isiginda izah ediliyor.