“Bedenin zekâtı oruç tutmaktır. Oruç sabrın yarısıdır.” Hadis-i Şerif
Oruç, ibadet niyetiyle tan yerinin ağarmasından güneşin batma vaktine kadar, yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durup nefsi dizginlemek demektir.
Oruç, yeme, içme ve şehevî arzuları gemleyerek dünyaya ait bağlardan kurtulma ve böylece Allah’a yaklaşmanın ifadesidir.
Oruç tutacak kimsenin, Müslüman, akıllı, buluğ çağına girmiş, beden itibarıyla sağlıklı olması, hasta ve yolcu olmaması gerekir. Bedenen oruç tutmaya gücü yetmeyenlerin, hastaların ve seferde olan kimselerin oruç tutmaları farz değildir. Ancak bu kimseler yine de oruç tutacak olsalar, tutmuş oldukları oruçlar geçerlidir.
Orucun Farzları
1. Niyet etmek,
2. Niyetin ilk ve son vaktini bilmek,
3. Tan yerinin ağarmasından güneşin batma vaktine kadar, orucu bozan şeylerden kendini tutmaktır. Oruca başlama zamanına “imsak”, orucu açmaya da “iftar” denir.
Orucun Çeşitleri
Altı çeşit oruç vardır:
1. Farz,
2. Vâcip,
3. Sünnet,
4. Mendûb,
5. Nâfile,
6. Mekruh.
Farz Oruç: Ramazan orucunun edâ ve kazâsı ve keffâret orucu.
Vâcip Oruç: Bozulan nâfile orucun kazâsı ve adak orucu.
Sünnet Oruç: Muharrem ayının dokuzuncu günüyle beraber Âşûre günü (yani muharrem ayının onuncu günü), Pazartesi ve Perşembe günleri tutulan oruçlardır.
Mendûb Oruç: Her aydan tutulan üç gün oruç. O üç günün “eyyâm-ı biyz” yani Arabî ayın 13,14,15. günleri olması da mendûptur.
Nâfile Oruç: Yukarıda anlatılan oruçlar ile mekruh oruçların dışındaki oruçlar nafile oruçlardır.
Mekruh Oruç: Yalnız âşûre gününde (9. veya 11. günü ile beraber olmadan) tutulan oruçtur. Ramazan bayramının birinci, kurban bayramının 1, 2, 3 ve 4’üncü günleri oruç tutmak tahrîmen mekruhtur.
Oruç niyet şekline göre de ikiye ayrılır.
1. Geceden niyet icap eden oruçlar: Ramazanın kazâsı, nâfileden bozulan ve gününe gün tutulan oruç, keffâret oruçları, zamanı belli olmayan adak oruçları. Bunlarda mutlaka geceden niyet şarttır.
2. Geceden niyet icap etmeyen oruçlar: Ramazan ayında tutulan oruç, zamanı muayyen olan nezir ve nafile oruçlar. Bunlara geceden niyet şart değildir. Gece niyet yapılabildiği gibi, gündüz kuşluk vaktine kadar da niyet yapılabilir.
Ramazan günlerinde ister mutlak oruca niyet edilsin, isterse nâfileye veya başka bir vâcipe niyet edilsin, oruç ramazan orucu olur.
Orucu Bozan Durumlar
Orucu bozan durumlar; orucu bozup sadece kazâ gerektiren durumlar ve orucu bozup kaza ve kefaret gerektiren durumlar olarak iki kısma ayrılır.
Orucu Bozup Sadece Kazâ Gerektiren durumlar
1. Oruç hatırında iken istemeden boğaza bir şey kaçması,
2. Ağza alınan veya burna çekilen suyun boğaza kaçması,
3. Niyetin vakti geçip öğleden sonra niyet etmek,
4. Unutarak yedikten sonra, orucu bozulmadığı halde herhangi bir şeyi kasten yemek,
5. Ağza giren kar veya yağmur suyunu yutmak, 6. İğne vurdurmak,
7. Burnuna ilâç çekmek,
8. Kulağına yağ akıtmak,
9. Fecr-i sâdık doğmadığı zannı ile sahur yemek,
10. Güneş battığı zannı ile iftar etmek,
11. Kusmuğunu ağzından çıkarmayıp yutmak,
12. Arkadaşının veya zevcesinden başkasının tükürüğünü yutmak,
13. Kendi tükürüğünü dışarı çıkarıp sonra yutmak,
14. Dişi kanayıp kanı, tükürüğünden fazla veya tükürüğü ile müsâvi olduğu halde yutmak,
15. Buhur yakıp, dumanını boğazına kaçırmak.
Orucu Bozup Kazâ ve Keffâret Gerektiren Durumlar
1. Bilerek yemek-içmek
2. Bilerek cinsî münâsebette bulunmak,
3. Bilerek sigara içmek,
4. Yemeyi âdet edindiği bir toprağı veya çamuru yemek,
5. Gıybet ettikten sonra (orucu bozuldu diye) bilerek orucu bozmak,
6. Hanımının veya sevdiği bir kimsenin tükürüğünü yutmak,
Yukarıda sayılanlardan birini yapan kimse bozduğu orucu kazâ eder ve keffâret olarak da ara vermeden iki ay oruç tutar.
Oruçluya Mekruh Olan Durumlar
1. Zaruretsiz bir şey tatmak,
2. Zaruretsiz bir şey çiğnemek,
3. Önceden çiğnenmiş ve tadı kalmamış bir sakızı çiğnemek, 4. Öpmek,
5. Kişinin eşiyle sarılması ve kucaklaşması,
6. Tükürüğünü ağzında biriktirip yutmak,
7. Kan aldırmak.
Orucu Bozmayan Durumlar
1. Unutarak yemek, içmek ve cinsî münasebette bulunmak,
2. Dokunmak ve oynaşmak veya öpmek ile değil de sırf bakmak veya düşünmekle meni gelmesi,
3. Uyurken ihtilam olmak,
4. Meni gelmeksizin öpmek,
5. Delirmiş olarak sabahlamak,
6. Ağza gelen balgamı yutmak,
7. Burnuna inen akıntıyı yutmak,
8. Kulağına su kaçmak,
9. Dişleri arasında kalan nohuttan küçük bir şeyi yemek, 10. Elinde olmayarak ağız dolusu kusmak.
11. Sürme çekmek,
12. Gıybet etmek,
13. Göze ilaç damlatmak.
Pratik İlmihâl
Fıtır Sadakası (Fitre)
Ramazan Bayramı’na kavuşan ve temel ihtiyaçlarının dışında nisap miktarı mala sahip olan Müslümanların kendileri ve velâyetleri/sorumlulukları altındaki kimseler için yerine getirmekle yükümlü oldukları malî bir ibadettir. Fıtır sadakası vermek vaciptir. Zekâtın verildiği yerlere sadaka-i fıtır da verilebilir.
Fıtır sadakası, Cenab-ı Allah’ın kişiye ve velayeti altındaki kimselere lütfettiği hayat ve beden nimetine karşı bir şükrün ifadesidir. Fıtır sadakasının vacip olması için oruç tutmak şart değildir. Oruç tutmayan veya tutamayanların da fıtır sadakası vermesi vaciptir.
Fıtır sadakası Ramazan ayının girmesinden itibaren verilebilir. Yoksulların ihtiyaçlarının karşılanması için bayramdan bir-iki gün önce verilmesi daha güzel bir davranıştır.
Fitrenin bayramın birinci gününden sonraya bırakılması uygun değildir. Bununla birlikte bayramdan sonraya kalması durumunda ilk fırsatta verilmesi gerekir.
Fıtır sadakası buğday, arpa, hurma ve kuru üzüm olmak üzere dört çeşit gıda maddesinden verilir. Buğdaydan yarım sâ’ (3.350 kg.lık bir ölçek), diğerlerinden 1 sâ’ fitre verilir.
Fıtır sadakası bir ibadettir. İbadetlerde de niyet şarttır. Bu itibarla fitre verirken niyet etmek gerekir. Fitre verilirken niyet edildiği gibi, verilecek miktar önceden ayrılırken de niyet edilebilir. Niyet, fitreyi Allah rızası için verdiğine kalbin kastetmesidir. Fitreyi verirken “Bu fitredir.” demeye gerek yoktur.
Fıtır sadakasının her türlü ihtiyacı karşılamasına yardımcı olması açısından para olarak verilmesi daha iyidir.
Oruç bize nimetleri hatırlatır ve şükrü öğretir. Ramazan ayında tutulan orucun ve ibadetlerin sevabı kat kat artar. Bakalım oruç hakkında neler biliyoruz (Fransızca ve Türkçe karışık) ;