Hicret Ve Kesintisiz Rehberlik

Kur’ân mesajını temsil ve tebliğ ile görevlendirilen Allah Resûlü (aleyhissalâtu vesselâm), Mekke’de on üç yıl boyunca kesintisiz bir aksiyon ortaya koyar. İlk üç yıl müşriklere hissettirmeden fert fert götürdüğü daveti, dördüncü yıldan itibaren açıktan ve toplu şekilde yapmaya başlar.1 Önce yakın akrabalarını, sonra Kureyş’i, ardından panayırlara katılan ve hac mevsiminde Mina’ya gelen bütün Arap kabilelerini, İslam’a ve kendisine destek olmaya davet eder. Kureyş’in despot önderlerinin zulüm ve baskılarından dolayı muhatapları korkar ve davete sıcak bakmazlar.

Allah Resûlü, baskıdan uzak bir şekilde insanlarla baş başa kalacağı, ashâbıyla buluşabileceği, kendi insan, hayat ve medeniyet anlayışını bütün berraklığı ile hayata taşıyabileceği mümbit bir zemin arayışına girer. II. Akabe Beyatı’nda hazır bulunan yetmiş beş Evs ve Hazrecli mü’minin, yanlarına gelmesi yönünde yaptığı daveti müspet karşılar ve ashâbını gruplar halinde Medine’ye gönderir.

Gelişmeleri yakından takip eden ve on üç yıl boyunca O’na ve ashâbına yapmadık zulüm ve haksızlık bırakmayan Ebû Cehil ve ekibi, hür bir zeminde O’nun nasıl bir neticeye nail olacağını tahmin eder ve hicretine mâni olma adına bir araya gelirler. Ne konuştuklarını ise Kur’ân haber verir: “Bir vakit de o kâfirler senin elini kolunu bağlayıp zindana mı atsınlar, yahut öldürsünler mi, yahut seni ülke dışına mı sürsünler diye birtakım tuzaklar planlıyorlardı…”2

En nihayetinde kalabalık bir suikast timiyle ortadan kaldırma  kararı alırlar. Bunun üzerine Cenâb-ı Hak, kendisine izin verir ve O, yanına Hz. Ebû Bekir’i de alır ve gizlice hicret yolculuğuna çıkar. Durumu fark eden Ebû Cehil ve yandaşları, O’nun ve dostunun başına ölü ya da diri yüz deve ödül koyar ve bölgedeki bütün kiralık katilleri peşine salarlar. Kendisi de ayaklandırdığı gözü dönmüş müşriklerle beraber yollara düşer ve köşe bucak her yerde O’nu arar.

Onların bu hamlelerini hesaba katan Allah Resûlü (aleyhissalâtu vesselâm), ona göre bir hareket stratejisi belirler; önce ters istikamette yer alan Sevr’e gelir, burada üç gün bekler ve Medine güzergâhındaki hareketlilik dinince bilinen yollara paralel bir yol takip ederek tedbir ve temkin içerisinde ilerler.

Mekkelilerin on üç yıl boyunca başvurdukları her türlü susturma faaliyetine ve şiddete rağmen yollar bulup gizli açık, gece gündüz varlık gayesi olan ilahi hak ve hakikatleri tebliğ görevini yerine getiren ve bu uğurda sayısız sıkıntı yaşayan Allah Resûlü, peşine düşen canilere rağmen hicret yolculuğu boyunca da durmaz ve bir şekilde, yolda karşılaştığı kimselere evrensel insani değerleri anlatmaya ve gönülleri Allah ile buluşturmaya devam eder. En amansız süreçte, Sevr ile Kuba arasında sekiz gün içerisinde yüz elliyi aşkın insanın hidayetine vesile olur.

https://www.peygamberyolu.com/hicret-ve-kesintisiz-rehberlik/

Sevgini paylaş

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir