5.4. Namaz Dinin Direğidir

 Bir yolculuğa çıktınız. Bir süre yol aldıktan sonra arabanız bozuldu. Sizin yapabileceğiniz hiçbir şey yok. Oturup beklemeye başladınız.Sonra bir araba geldi. Yanınızda durdu. Arabadaki insan sizinle ilgilendi. Sizi şehre götürdü. Bir tamirci bulup arabanızı tamir ettirdi.

          Size bu iyiliği yapan insana karşı nasıl davranırsınız? İşiniz bitince bir teşekkür bile etmeden,nankörlük yaparak çekip gider misiniz? Yoksa Büyük bir memnuniyetle ona teşekkür mü edersiniz? Elbette ki teşekkür edersiniz.

       Daha başka kimlere, niçin teşekkür ettiğimizi düşünelim. Bize yemek yapan annemize, harçlık veren babamıza; çay, kahve ısmarlayan, sınavda silgisini veren arkadaşımıza, sağlığımızla ilgilenen doktorumuza; alışveriş yaptığımız bakkala, manava, kasaba…

        Bir de bizi yoktan var eden, bizi kâinatın en şerefli varlığı olarak yaratan Allah’ın verdiği nimetleri düşünelim.O Zat’ın bizim için yarattığı eşsiz güzellikleri bir bir gözümüzün önüne getirelim.

    Aklımızı hiçbir şeye değişir miyiz? Gözümüz ne kadar değerli? Ellerimiz, ayaklarımız, ağzımız, burnumuz.

     Ya tabiat? Güneş, yıldızlar, bitkiler, türlü türlü meyveler, sebzeler, dağlar, denizler…

         İnsan için bal yapan arı, bizim için süt veren inek, koyun; yine bizim için yağmur getiren bulut.Yüce Allah’ın Bizim için verdiği nimetler saymakla bitmez.

       Arkadaşımıza, en küçük bir iyiliği için teşekkür etmemiz gerekiyor da sayısız nimetler veren Allah’ımıza teşekkür etmemiz gerekmiyor mu? Bize iyilik edenlere nankörlük edince çok büyük hata oluyor da Yüce Allah’a teşekkür etmezsek çok daha büyük hata olmaz mı?

       Allah’ın bize verdiği nimetlere karşılık yapmamız gereken şey, ona ibadet ederek teşekkür etmektir. Allah’ın emirlerini, sırf O’nun rızasını ve sevgisini kazanmak için yerine getirmek ibadettir.

       Bütün ibadetlerin özü de namazdır.Çünkü namaz diğer bütün ibadetleri içine alır.

    Peygamber Efendimiz bir hadislerinde, “Namaz dinin direğidir.” buyurmuşlardır. Direk bir yapıyı, bir binayı ayakta tutan temel unsurdur. Namaz da bizim inancımızı diri ve sağlam tutar. Bir başka hadislerinde Peygamber Efendimiz, “Aralarında büyük günahlar işlenmedikçe, beş vakit namaz ve cuma namazı günahlara kefarettir.” buyurarak namazın insanı günahlardan arındırmasına işaret etmiştir.

       Namaz Kılmak Hem Çok Kolay Hem de Çok Kârlı Bir İştir

    Allah bize bir gün için yirmi dört saat vermiş. Bu günün her bir saati bir altın değerindedir. Namaz kılmak insanın günde toplam bir saatini alır. Yirmi dört saatten bir saatini namaz için ayıran insan, bu bir saat karşılığında ebedî bir Cennet için yatırım yapmış olur.

      Yirmi dört saatin yirmi üç saatini şu kısa, fâni dünya için harcayıp da bir saatini sonsuz bir hayat ve Cennet için vermeyen insan ne kadar zarar eder…

       Namaz Allah’a İmandan Sonraki En Büyük Hakikattir

   Allah, Kur’ân-ı Kerîm’de pek çok yerde imandan hemen sonra namazdan bahseder. Mü’minleri, “İman eden ve salih amel işleyen” insan olarak tarif eder. Salih amelin başı ise namazdır.

    Namaz, Kur’ân-ı Kerîm’de 87 defa zikredilir.Peygamber Efendimiz’in de vefat ederken vasiyeti şu idi:“Aman namaza sarılın! Bakmakla yükümlü olduğunuz kimselerin hukukunu gözetin.” Sahabî efendilerimizden Enes ibn Malik diyor ki: “Son nefesini verene kadar dili döndükçe bunu tekrar etti.”

      Namaz Allah’a Bağlılığın Göstergesidir

     Yüce Allah en başta namazı emreder. O’nun kulu olan,O’nun sevgisini kazanmak isteyen O’nun biricik isteğini yerine getirmez mi? Melekler ve peygamberler başta olmak üzere bütün nuranî şahsiyetler, veli insanlar, en büyük şerefi Allah’a bağlılıkta bulmuşlar ve bunu da namaz kılarak göstermişlerdir.

       Peygamber Efendimiz, sabahlara kadar namaz kılmaktan ayakları şişince neden böyle yaptığını soranlara, “Allah’a çok şükreden bir kul olmayayım mı?” diye cevap vermiştir.

       Namaz Kılmak Allah’a Dayanmaktır

     İnsan, gayet âciz, güçsüz ve muhtaç olarak yaratılmıştır.Bundan dolayı mutlaka en büyük, sonsuz güç ve kudret sahibi, hiçbir şeye muhtaç olmayan Allah’a dayanmak, O’na bağlılığını ortaya koymak zorundadır. Bu da namazı kılmakla olur.

İnsan, günde beş defa namazla Allah’ın huzuruna varıp kulluğunu ilan eder.

İLK ÖĞRETİLEN

Ebû Malik el-Eşcaî (radıyallahu anh) babasından naklen

anlatmıştı:

– Allah Resûlü’nün, bir adam Müslüman olduğunda ona ilk

öğrettiği şey namazın nasıl kılınacağı olurdu veya ashabından

birine “Buna namazı öğret.” diye görev verirdi.

GÖRMEDİKLERİNİ NASIL TANIYACAKSIN

Sahabîleri bir gün Efendimiz’e sordular:

– Ey Allah’ın Resûlü! Ümmetinden görmediğin kimsele-

ri kıyamet günü nasıl tanıyacaksın? Peygamberimiz şu cevabı

verdi:

– Ümmetim, abdest almalarından dolayı alınlarında nur,

kollarında nur, ayaklarında nur taşıyacaklar. Onları abdest

uzuvlarındaki bu nurlarla tanıyacağım.


Konuya ilişkin Kahoot’lara buradan ulaşabilirsiniz ;

Sevgini paylaş

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir