4.1 ADAB-I MUŞARET NE DEMEKTİR?

“Âdâb” ifadesinin aslı Arapça olup “edep” kelimesinin çoğuludur. Edep, sözlükte davet, iyi tutum, incelik, kibarlık, hayranlık ve takdir anlamlarına gelir. Edeb terim manası itibariyle, “Bir toplumda örf, adet ve kural hâlini almış iyi tutum ve davranışlar veya bunları kazandıran bilgi” şeklinde tarif edilir.

Esasında âdâb, ahlâk, terbiye ve nezaket kurallarının bütününe verilen bir ad olup İslâm’ın güzel saydığı söz ve davranışlardır. Bu itibarla edep, insanların kendisine davet olunan bütün hayır, zarafet ve güzel ahlâk demektir.

Başka bir tarifiyle âdâb, Allah’ın ve Peygamber’in emir ve yasaklarına uygun biçimde hareket etmek demektir. Bir mümin için en ideal âdâb kuralları, Kur’ân’da öğretilen ve İnsanlığın İftihar Tablosu’nun sünneti ile tatbik edilip yaşanan âdâbtır.

“Muâşeret” karışmak, arkadaş olmak ve beraber yaşamak manalarına gelir. Âdâb-ı muâşeret ise bir insanın toplum hâlinde medeniyet üzere yaşaması için uyması gerekli olan ahlâk, terbiye, nezaket ve görgü kuralları şeklinde tarif edilir.

Cenâb-ı Hak insanı hem maddî hem de manevî donanım açısından en güzel sûrette yaratmıştır. Onu dünyaya göndermiş ve dünyanın bütün nimetlerini önüne sermiştir. Göndermiş olduğu kitaplar ve peygamberler vesilesiyle de ona hak ve hakikatleri göstermiş, birtakım ahlâkî kural ve disiplinleri öğretmiştir.

Bu noktada elbette bizim en önemli rehberimiz Peygamber Efendimiz’dir. Cenâb-ı Hakk’ın kendisi hakkında “Gerçekten sen, çok büyük bir ahlâk üzeresin.” buyurduğu Efendimiz, bir hadislerinde ahlâkın güzelliklerini tamamlamak için gönderildiğini söylemiştir. O’nun eşsiz hayatında oturuşundan kalkışına, yürümesinden tebessüm etmesine, nezaketinden karakterine kadar örnek almamız gereken pek çok görgü kuralı vardır. Bu kuralları ilerleyen satırlarda bir bir vermeye çalışacağız.

“İki haslet vardır ki bir mü’minde asla beraber bulunmazlar: Cimrilik ve kötü ahlâk.” buyuran Efendimiz, güzel ahlâka çok önem veriyor, “İnsanlara karşı iyi ahlâklı olun!” şeklinde ashabına uyarılarda bulunuyordu.

Edeb ve güzel ahlâk hakkındaki Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) emir ve yasakları herkesi ilgilendirmektedir. Bu sebeple, edeb verme ve terbiye etme konumunda olan her kişinin de bu emir ve yasakları önce şahsında tatbik etmesi, daha sonra da terbiyesi altında bulundurduğu kişileri bu güzel ahlâk ile ahlâklandırmaya çalışması gerekir


Konuya ilişkin Kahoot’a buradan ulaşabilirsiniz ;

Sevgini paylaş

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir