7.3. Hangisi Daha İyi ?

Bir gün Resûlü Ekrem Efendimiz’in yanına bir adam geldi. Adam Peygamber Efendimiz’den yiyecek bir şeyler istedi. Efendimiz Aleyhisselâm,

– Senin evinde hiç ev eşyası yok mu, diye sordu.

Adam, Bir kısmıyla örtündüğümüz, bir kısmını da altımıza serdiğimiz bir çul, bir de su kabımız var, ya Resûlullah, dedi.

Peygamberimiz adama,

– Onları bana getir, dedi.

Adam eşyalarını getirince Peygamber Efendimiz çevresindekilere dönerek,

– Bu çul ile su kabını kim satın almak ister, diye sordu.

Onlardan birisi,

– Ben bir dirhem (o dönemde kullanılan bir tür gümüş para) vereyim ya Resûlullah, dedi.

Bunun üzerine Resûlü Ekrem Efendimiz,

– Artıran yok mu, diye birkaç defa seslendi ve iki dirhem teklif edene sattı.

Parayı bu fakir adama verdikten sonra,

– Git, bu paranın bir dirhemiyle ailene yiyecek al, geri kalanıyla da bir balta satın al, bana getir, dedi.

Adam çarşıya gitti, bir balta alıp getirdi. Peygamberimiz adamın getirdiği baltaya mübarek elleriyle çok güzel bir sap yapıp taktı ve şöyle buyurdular:

– Haydi, şimdi git, bununla odun kes ve sat. On beş gün çalış, ondan sonra yanıma gel!

Adam, on beş gün çalıştıktan sonra Resûlü Ekrem Efendimiz’in yanına geldi. Bu süre içinde on dirhem kazanmıştı. Kazandığı bu parayla kendine, ailesine elbise ve yiyecekler almıştı. Bu duruma çok sevinen Resûlullah Efendimiz adama şunları söyledi:

– Dilenciliğin, kıyamet günü yüzünde bir leke gibi görünmesindense böylesi senin için daha iyidir.

SERVETİN BEKÇİSİ

Bir gün Peygamber Efendimiz’in arkadaşları O’nun zekâtın önemiyle ilgili anlattığı sohbeti dinliyorlardı. Allah Resûlü,

– Zekât, mal ve servetin koruyucusudur, bekçisidir, diye buyururken yanlarına bir Hristiyan iş adamı geldi. Adam, zekât hakkında Peygamberimiz’in bütün söylediklerini dinledi. Oradan kalkıp gittikten sonra da bütün malının zekâtını verdi. Bu Hristiyan iş adamının bir de ortağı vardı. Ticaret için Mısır’a gitmişti. O tarihlerde ticaret, deve kervanları ile yapılıyordu.

Kervanların önünü kesip soygun yapan eşkıyanın sayısı da bir hayli artmıştı. Peygamberimiz’in zekâtla ilgili söylediklerini dinleyen Hristiyan iş adamı içinden söyle geçirdi: “Eğer Muhammed’in söyledikleri doğru ise iş ortağım malı ile birlikte sağ salim olarak döner ve ben de iman edip Müslüman olurum. Muhammed yalan söyleyip de milleti kandırıyorsa ortağım da sağ salim dönemez ve onu yolda hırsızlar soyarlarsa ben de ozaman kılıcı alıp Muhammed’i öldürürüm.”

Bir süre sonra, yolculuk yapmakta olan iş ortağından bir mektup geldi. “Hırsızlar kervanın yolunu kestiler. Soygun yapıp kaçtılar. Ne mal, ne elbise, hiçbir şey bırakmadılar…”

Mektubun henüz ilk satırlarını okuyan tüccar derin bir üzüntüye kapıldı. Elinde mektup, bir yandan okumaya devam ediyor, diğer yandan da kılıcını kuşanarak Peygamber’e savaş açmak üzere yola çıkmaya hazırlanıyordu. Tam evden çıkacağı sırada mektubun, “Arkadaşım, sakın üzülme…” yazan kısmına gelince dikkat kesildi. “…hırsızlar kervanın önünü kestikleri sırada, develerimin yükü ağır olduğu için ben kervanın çok arkasından geliyordum. Bizim mallarımıza hiçbir şey olmadı, kurtulduk. Yakında geleceğim, selâmlar.” Adam, bu satırlarla biten mektubu okuyunca sevinçten ne yapacağını şaşırdı. Hazreti Peygamber’e karşı yapmak istediği hareketten dolayı utanç duydu ve doğruca Allah Resûlü’nün yanına gidip,

– Ey Allah’ın Resûlü! Bana İslâm’ı anlatın, dedi. Nebiler Nebisi’nin açıklamaları üzerine orada iman etti.

RÜZGÂRDAN KUVVETLİ

Yüce Allah yeri yarattığı zaman yer hareket edip duruyordu. Bunun üzerine Cenâb-ı Hakk dağları yarattı. Dağları yeryüzüne oturtunca yer karar buldu. Melekler dağların kuvvetine hayret ettiler ve sordular:

– Ey Rabb’imiz, yarattıkların arasında dağlardan daha kuvvetli olanı var mı?

Allah Teâlâ da,

– Evet, demir, diye cevap verdi.

Melekler bu defa:

– Ey Rabb’imiz, yarattıkların içinde demirden daha kuvvetli olanı var mı, dediler.

Yüce Allah:

– Evet, ateş, buyurdu.

Bunun üzerine melekler,

– Ey Rabb’imiz, yarattıkların arasında ateşten daha kuvvetlisi var mı, dediler.

Allah Teâlâ,

– Evet, rüzgâr var, buyurdu.

Melekler bu defa da:

– Ey Rabb’imiz, yarattıkların arasında rüzgârdan kuvvetli olanı var mı, diye sorunca Yüce Allah şöyle buyurdu:

– Evet, var. Sağ eli ile sadaka verirken bunu sol elinden gizleyerek veren âdemoğlu daha kuvvetlidir.


Konuya ilişkin Kahoot’a buradan ulaşabilirsiniz ;

Sevgini paylaş

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir