4.4 KADERE İMAN – ALLAH HER ŞEYİ BİR KADER ÜZERİNE YARATIR

“Biz, her şeyi bir kader üzerine önceden yapılmış belli bir plan ve programa göre yarattık.” (Kamer Sûresi, 49. âyet)

Allah Teâlâ’nın, ilk noktadan ebediyete kadar yaratacağı varlıkların hepsinin zamanını, yerini, miktarını, bütün özellikleriyle en küçük ayrıntısına kadar önceden bir plan ve program yaparak belirlemesine kader denir.

“Bilinmeyen nice hazineler ve görünmeyen gayb âleminin anahtarları O’nun yanındadır. Onları Kendisinden başkası bilemez. Karada ve denizde ne varsa hepsini O bilir. O’nun haberi olmadan bir tek yaprak bile düşmez. Yerin karanlıkları içinde O’nun bilmediği tek bir tane yoktur. Yaş ve kuru ne varsa hepsi Kitab-ı Mübin’dedir.” (En’am Sûresi, 59. âyet).

Allah Teâlâ’nın, Kâdir ismiyle yapmış olduğu plan ve programında belirlediği şeyleri zamanı gelince yaratmasına, yani gerçekleştirmesine de kaza denir.

Hiçbir olay, kaderin dışında kalmaz ve kaderde sonradan değişme olmaz. Allah Teâlâ, insanın kaderini belirleyip yazarken onun dünya hayatında kendi aklını ve hür iradesini kullanarak, her konuda iyi veya kötü, doğru veya yanlıştan hangisini tercih edip yapacaksa önceden onu bilir. İnsanın seçtiğini, o kişinin kaderi olarak yazar.

Bir insan iyilik yaparsa Allah’a itaat ederse bu seçiminin ve davranışının mükâfatı olarak ona sevap verilir. Eğer insan, kötü ve günah olan bir işi yaparsa söz konusu kişi günah kazanmış ve cezayı hak etmiş olur. Elbette ki tevbe ile günahlarımızın affedilip silinme imkânı her zaman vardır. Günah işlemiş olmak mutlaka ceza çekmeyi gerektirmez. Fakat kul olarak bize düşen hata yapmamaya, günah işlememeye çalışmaktır.

Küllî İrade – Cüz’î İrade

Allah’ın iradesine küllî irade denir. Küllî irade, her dilediğini yapma, yaratma gücüne sahip sınırsız irade anlamına gelir.

İnsanın iradesine cüz’î irade denir. Cüz’î irade, insanın doğruyu ve yanlışı ayırt etmesi yeteneğidir. Cüz’î irade sınırlıdır. Allah insanın kaderini; hayvanların, bitkilerin kaderi gibi yazmamıştır. İnsana, “Sana verdiğim akıl ve irade ile iyi veya kötüden, doğru veya yanlıştan hangisini seçersen onu yazacağım, kötülüklerinden seni sorumlu tutacağım. İyi veya kötü yaptığın her şeyin karşılığını göreceksin.” demiştir. Bizi, yani insanları bu şekilde imtihandan geçirmek istemiştir. Ancak ergenlik çağına kadar da dinî eğitim-öğretim için insana zaman ve fırsat tanımakta ve bu dönemde işlediği günahlardan onu sorumlu tutmamaktadır. Seçimi İnsan Yapar, Allah Seçileni Yaratır İnsanın seçim yapması, iyilik ve kötülük için sebep oluşturmak, ortam hazırlamak anlamına gelir. Yaptığımız her iş, iyi veya kötü sonuçlar doğurur. Sonuçlar iyi de olsa kötü de olsa Allah tarafından yaratılır. Allah’ın kötü sonucu yaratması kötü değil, insanın iradesini kötü sonuçları doğuracak şekilde kullanması kötüdür.

Demek ki başımıza gelen iyi ve kötü her olayın mutlaka sebepleri vardır. Bu sebepleri ya kendimiz veya ana-baba, arkadaş, toplum gibi başka ortaklarla meydana getiririz. Eğer başımıza gelen belâların sebeplerini doğru olarak tespit edemezsek sorumluluğu kadere, yani Allah’a yükleriz. Bu kötülüğü niye yazdı, biz ona ne yaptık ki, diye anlamsız sözler söyleriz. Kendi ihmalimizden veya başka bir sebepten başımıza gelen bir sıkıntıdan dolayı kadere isyan etmek sıkıntımızı gidermez. Aksine sıkıntımız bir iken ikiye çıkar. İmanımız, Allah’a güvenimiz yara alır. Şunu iyi bilmeliyiz ki Allah, hiçbir zaman bizim kötülüğümüzü istemez.

Allah Teâlâ, seçimimizle meydana getirdiğimiz sebeplerle onların sonucunu aynı anda, bir arada görür. Sebebiyle, sonucuyla her şeyi önceden görerek ve bilerek kaderimizi dünyaya gelmeden yazar. Görüp bilmesinde yanılma, gaflet, gözden kaçma söz konusu olmadığı için kaderde yazdıkları aynıyla hayatımızda gerçekleşir


Konuya ilişkin Kahoot’a buradan ulaşabilirsiniz ;

Sevgini paylaş

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir