Bediüzzaman’ın Sosyal İlişkileri Nasıldı ?

Efendimizin (asm) mübarek ve pak hal ve etvarından tereşşuh eden olumlu tutum ve davranışların yansımalarına mazhar olan Hazreti Üstad Bediüzzaman Said Nursi  sosyal ilişkilerdeki tavrı daima nezih olmuştur.

Sünnet ekseninde bir hayat tarzının hakim olduğu yaşantısında öne çıkan hususiyetlerin Bediüzzaman’da sosyal ilişkilerdeki tavrı günümüze ölçü olarak pekala değerlendirilebilir.

Yaşadığı hayatı medeni ölçülerle muttasıf bir anlayışın varlığı te’lif ettiği eserlerdeki hakikatlerle de özdeşleşir bir hal içinde seyretmiştir.

Adına Risale-i Nur denilen eserlerde yansımaları görülen Üstad’ın sosyal ilişkilerdeki tutum ve davranışları, günümüzde bir ihtiyaç olarak da görülmektedir.

Günümüz toplumunda sosyal ilişkilerde görülen olumsuz tutum ve davranışların müsbet manadaki hareket tarzına inkılap etmesinin yolunu gösterirken, uyulması gereken temel kriterlerden en önemli unsurun medeni bir anlayış perspektifinde ‘nezihane ve nazikane’ olması gereğini şu veciz ifadelerle dile getirir:

“Risale-i Nur’un mesleği, nezihane ve nazikhane ve kavl-i leyyindir.’’ (Lem’alar, 180)

İnsanlarla ilişkilerinde daima nezih bir dili kullanan Hazret-i Üstad’ın lisan-ı hali de aynı olmuştur. Hitap tarzındaki nezaket şahs-ı alilerinde mevcut olduğu gibi eserlerine de yansıdığı görülür.

Eserlerinde görülen nezih hitaplarda oldukça manidardır. Mesela “Aziz Kardeşlerim,’’ ‘‘Kardeşlerim,” ‘‘Kardeşiniz,’’ ‘‘Sıddık, fedakar’’ gibi hitaplar bu olumlu tavrın sadece birkaç örneği olarak değerlendirilebilinir.

Sosyal hayattaki davranış şekillerini olumlu yönde kanalize eden Üstad’ın örnek teşkil eden nezih ilişkilerine dair yanında bulunan ve şahit olan bazı talebelerinin de beyanları mevcuttur.

Yaşanılan hayatı daha da manalı kılan ve insanların sosyal ve şahsi hayatlarına olumlu katkılara sebebiyet veren nezih tutum ve davranış şekillerinin tanzimindeki çabaların ‘‘nezaket kuralları’’ şeklinde topluma yansıtılmaya ve kabullendirmeye çalışılmaktadır.

Yaşadığı uzun ömrü içinde daima nezih bir hayata sahip olarak örnek bir ölçü olarak değerlendirilmesi gereken Üstad’ın, bu hayat tarzına şahit olanların beyanlarından birkaç anekdotla bitirelim isterseniz yazımızı.

Üstad’ın nezih tavrı içindeki mükemmel hallerinden hitaplarını yorumlarken merhum Zübeyr Gündüzalp bir ifadesinde şunları kaydeder:

‘‘Üstad, işin içinden çıkamayacağımız konularda önce şiddetle ders verir, sonra meşveret ederdi.”

‘‘Risalelerde, aziz, sıddık, fedakar kardeşlerim’’ bu gibi ifadeler “böyle olunuz” manasındadır. (Yolunuzu aydınlatan ışık, 144)

Yüzbaşı Refet Bey anlatıyor:

“Hüsrev Altınbaşak ile birlikte Nur Risalelerini yazarak çoğaltıyorduk. Üstad da üst odada idi. Bir ara kapı tıkırdadı ve açıldı. Birden ne görelim? Üstad Hazretleri elindeki bir çay tepsisinde iki bardak çay ile içeri girdi. Biz heyecan ve mahcubiyetle ‘aman Üstad’ım’ diye fırlayıp elinden tepsiyi almak istedik. ‘Elini kaldırarak yo yo, ben size hizmet etmeye mecburum’ dedi.

Aman ya Rabbi bir de mecburiyet ekliyor.

Bu ne tevazu? Bu ne nezaket? Ben bu nezaket ve tevazuyu ne mekteb-i aliyede, ne de mekteb-i harbiyede ve ne de ailemde hiçbir yerde görmedim.’’ (Nur’un Kahramanları, 54 – Nurs Yolu, 93)

İşte Üstad’ın sosyal ilişkilerdeki bütün aleme örnek olacak nezih tavrı, günümüz sosyal hayatı içinde bu tutum ve davranışlara ne kadar da ihtiyaç vardır değil mi?

Sevgini paylaş

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir