Azim sözlükte ısrarla istemek, kasdetmek, karar vermek, kesin karar, irâde, sabır gibi anlamlara gelir. Azim ve kararlılık, peygamberlerin ve Allah’ın sevdiği kullarının en önemli

özelliklerinden biridir. Tek amacı Allah’ın rızasını kazanmak adına hizmet etmek olan mümin, büyük bir azim ve kararlı bir tutumla yoluna devam etmelidir.

Azim ve kararlılık imandan beslenir. Allah’a tevekkülle birlikte kadere iman etmiş bir mümin, hiçbir zorluk ve sıkıntı karşısında yılgınlık göstermez, mücadele azmini yitirmez. Bütün güç ve kuvvet sahibinin Allah olduğunu bildiği için derin bir aşk ve şevkle, azim ve kararlılıkla karşısına çıkan her fırsatı değerlendirir ve hayırlarda yarışır. Hiçbir zorluk onu, Allah’ın emirlerini yerine getirmekten alıkoymaz.

Nitekim böyle bir kimse, Cenâb-ı Hakk’ın, “Müminlerden öyle yiğitler vardır ki Allah’a verdikleri sözü yerine getirip sadakatlerini ispat ettiler. Onlardan kimi adağını ödedi, canını verdi, kimi de şehitliği gözlemektedir. Onlar verdikleri sözü asla değiştirmediler.” (Ahzab,33/23) âyetiyle ifade buyurduğu gibi, Allah’ın rızasını kazanmak için son nefesine kadar aynı azim ve kararlılığı gösteren kişidir.

Azim ve kararlılık, başarıya ulaşmak için ümitsizliğe kapılmadan her türlü zorluğa sabırla göğüs germek, yılmamak, mücadeleyi bırakmamak, “Ben bu işi Allah’ın izniyle yaparım.” inancına sahip olabilmektir. Zaten insanı başarıya ulaştıran iksir de azim ve kararlılık değil midir?

Hz. Nuh’un Başdöndüren Azim ve Kararlılığı

Hz. Nuh’tan, Hz. İbrahim’e; Hz. Musa’dan, Efendimiz’e kadar bütün peygamberler tebliğlerinde muvaffak olabilmek için azim ve kararlılıkla vazifelerini yerine getirmişlerdir. Onların bu noktada göstermiş oldukları mücadele azmi bizlere örnektir.

Mesela Hz. Nuh (aleyhisselâm), Hz. Âdem’den sonra kendisine risalet görevi verilen ilk peygamberdir.154 Hz. Âdem’den sonra insanlar, gerçek Rablerini unutmuşlar ve gökteki yıldızlara tapmaya başlamışlardı. Hatta bu yıldızların yerini tutmak üzere putlar yapmışlar ve putlara gökteki yıldızlarını isimlerini vermişlerdi. Hz. Nuh, kavmine peygamber olarak gönderildiğinde, onların yanlış bir yolda olduklarını, Allah’a kulluk etmeleri gerektiğini, iman ettikleri takdirde Allah’ın günahlarını bağışlayacağını anlattı.

Hz. Nuh, tam dokuzyüz elli sene başdöndürcü bir azim ve kararlılıkla kavmine hak ve hakikati anlatır, ancak kavmi her defasında onunla alay eder ve onu susturmaya çalışırlar.

Artık ümidini kaybeder. Bunun üzerine Cenâb-ı Hak’tan kendisi ile kavmi arasında bir hüküm vermesini ister ve kendisiyle birlikte bir avuç iman etmiş mümini bu ortamdan kurtarması için dua eder. Daha sonra duasına şöyle devam eder:

– Ya Rabbî! Ben halkımı gece gündüz dine dâvet ettim.

Ama benim dâvetim, onların sadece daha çok uzaklaşmalarına yol açtı. Her ne zaman, onları bağışlaman için çağırdıysam, onlar parmaklarıyla kulaklarını tıkadılar. Elbiseleriyle örtündüler, direttiler ve çok kibirlendiler.

– Ya Rabbî! Sen de biliyorsun ki onlar bana isyan ettiler; servet ve evladının çokluğunun kendi ziyanını artırdığı kimselere uydular. Büyük hîle ve tuzaklar kurdular. Sakın tanrılarınızdan vazgeçmeyin, Ved, Suva, Yegûs, Yeûk ve Nesr’i, bunlardan hiçbirini bırakmayın!” dediler. Böylece onlar birçok insanı şaşırttılar. Madem ki öyle yaptılar, Sen de bu zalimlerin şaşkınlığını artır ya Rabbî!

Hz. Nuh’un bu dualarını Cenâb-ı Hak kabul buyurur ve vahiy meleği Cebrail (aleyhisselâm) vasıtasıyla tarifini de vererek ondan bir gemi yapmasını ister. Hz. Nuh hemen işe koyulur ve Cebrail’den (aleyhisselâm) aldığı tarif üzere geminin inşasına başlar. Gemi inşası tamamlanır. Artık müminler Cenâb-ı Hak’tan gemiye binmek için işaret beklerler. Hz.Nuh ilâhi işareti alır almaz harekete geçer. Gemiye sadece iman edenleri ve bir de her hayvandan bir çift alarak orayı terk eder. Geride kalanlar ise helâk olurlar.

Bu noktada Hz. İbrahim’in ateşe atılırken bile hak yoldan vazgeçmemesi, Hz. Musa’nın Firavun karşısında azim ve cesaretle mücadele etmesi, Hz. Eyyüb’un yıllar süren hastalığa karşı yılmadan sabretmesini örnek olarak hatırlayabiliriz.

Sevgini paylaş

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir